17 Ekim 2003
Halil SÖYLER
(MÜSBE Muhasebe Finansman Bilim Dalı Doktora Öğr.)
ÖZ VARLIK TESPİT
DAVALARI
1. GİRİŞ
Günümüzde çok farklı nedenlerden
dolayı işletmeler, öz varlık tespit davaları açarak öz varlıklarının tespitini
yaptırmaktadırlar. İşletmelerin bilançolarında yer alan öz varlıklarının
değerini yeniden tespit ettirmelerindeki gerekçelerin başında kanunlardan doğan
yükümlülükleri yer almaktadır. Öz varlık tespitine konu olacak davalarda
işletmelerde aktiflerine kayıtlı olan her türlü menkul ve gayrimenkulün
tespitini isteyebilmektedirler.
Öz varlık tespitine ilişkin olarak
vergi kanunlarında, Türk Ticaret Kanununda ve Sermaye Piyasası Kanununda
hükümler bulunmaktadır. Öz varlık tespitleri ; işletmelerin varlıklarının
borçlarını karşılayamaması durumunda öz sermayenin şirket bünyesinde
korunduğunun ispatında, şirketlerin nevi değişiklikleri sırasında yasal zorunluluklardan,
şirket birleşmelerinde yasal zorunluluklardan, öz kaynak yapısının
güçlendirilmesi amacıyla öz varlıkların cari değerlerinin tespitine kadar geniş
bir alana sahip konuları içermektedir.
Ülkemiz gibi fiyatlar genel
seviyesinde sürekli artışların yaşandığı ekonomilerde şirket malvarlığındaki
pasif değerlerin yükselmesi sonucunda şirket sermayesinde yaşanan kaybın,
şirket alacaklılarının haklarını tehlikeye düşürmesini engellemek amacıyla,
Türk Ticaret Kanunu dahilinde yasal bir zorunluluk öngören düzenlenmeler
yapılmıştır. Buy bağlamda; türk parasının kötüye giden ekonomi sebebiyle
değerinde yaşanan azalma şirket öz varlık değerinin gün geçtikce azalmasına
sebep olmaktadır. Bu sebeple anonim şirketlerin mali durumlarında yaşadıkları
veya ilerde yaşayacakları bozukluklarda karşılaşacakları en büyük sorun TTK m.
324 hükmünün getirdiği düzenlemeler olacaktır.
Bu duruma paralel olarak SPK Seri:
VIII No: 20’ de 3568 Sayılı SM – SMMM ve YMM Kanununda ve diğer kanunlarda
TTK’na paralel düzenlemeler göze çarpmaktadır.
2. ÖZ VARLIKLARA İLİŞKİN GENEL
BİLGİLER
Varlıkların elde tutulmayıp, normal
koşullar altında satılmaları durumunda sağlanacak gelirlerden, yapılan
giderlerin çıkarılması ile bulunan net tutar net aktif değer olmaktadır. Diğer
bir ifadeyle, varlıkların tarihi maliyetlerinin cari değerlere
dönüştürülmesiyle bulunan değerdir. Cari değerlere dönüştürülen varlıklar
işletmenin değerini, işletme değerinden borçların çıkarılması ile bulunan değer
ise özvarlık değerini gösterir.
Öz Varlık = Aktif Toplam (Net) – Şirket Borçları
Şeklinde formüle edilmektedir.
Bu bağlamda TDHP’na paralel olarak işletmelerin öz varlıklarına;
Öz Varlık = (1+2) – (3+4) şeklinde ulaşılabilir.
Dolayısıyla; Öz Varlık = Öz Kaynak şeklinde ifade etmekte
mümkündür.
İşletme Varlıkları ;
1- Dönen Varlıklar ve
2- Duran Varlıklar olarak iki ana bölüme ayrılmaktadır.
İşletme Kaynakları
ise;
1- Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
2- Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar ve
3-Öz Kaynaklar olarak bölümlenmektedir.
Aşağıda ele alınacak bölümlerde özellikle işletmelerin öz varlık
tespiti yaptırdıkları Maddi Duran Varlıkları ve hesaplama sonucu oluşan öz
varlıklarının hangi kalemlerden oluştuğuna ilişkin genel bilgiler verilecektir.
2.1 İşletmenin Varlıkları
İşletme varlıkları içerisinde en çok tespit konusu olan
varlıklar Duran Varlıklar altında yer alan Maddi Duran varlık kalemleridir.
Maddi Duran Varlıklar, gözle görülen,elle tutulan
varlıklardır.Maddi Duran Varlıklara örnek olarak demirbaşlar, makineler,
tesisler, büro malzemeleri, taşıt araçları gösterilebilir.
Maddi Duran Varlıklar, işletme faaliyetlerinde kullanılmak üzere
edinilen ve tahmini yararlanma süresi bir yıldan fazla olan fiziki varlık
kalemlerinin ve bunlarla ilgili birikmiş amortismanların izlendiği hesap
grubuna verilen addır.
İşletmelerin, satın aldıkları duran varlıkları, duran varlıklar
hesaplarına veya cari dönemin giderlerine kayıt etmede göz önünde bulundurulacak
husus, satın alınan duran varlığın kullanma ve satın alınma amacına bağlıdır.
Daha başka bir ifade ile, satın alınan varlık bir faaliyet döneminden uzun süre
kullanılarak üretim faaliyetine katılacaksa bunlara yapılan ödemeler ilgili
duran varlık hesabına kaydedilmelidir.
Bir yıldan fazla işletmede kullanılacak varlıklar duran
varlıktır. Ancak VUK’na göre değeri 350.000.000.-TL’den (2003 yılı için) az
olan varlıklar doğrudan dönem gideri olarak kaydedilebilirler. Yani, işletmede
bir yıldan fazla kullanılsalar dahi , 350.000.000.-TL’den az olan duran
varlıklar, istenildiği takdirde satın aldıkları dönemde gider olarak
kaydedilebilirler. Değeri 350.000.000.-TL’nin altında olan duran varlıklar için
bir yıldan fazla kullanılma şartı aranmamaktadır.
VUK, mükellef açısından vergi borcunun, vergi dairesi açısından
vergi alacağının başından sonuna kadar nasıl gerçekleşeceği ile ilgili
kuralları düzenleyen yasadır.
2.2 İşletmenin Öz Kaynakları
Öz kaynaklar hesap sınıfı, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel
Tebliği (MSUGT) uyarınca düzenlenen Tekdüzen Hesap Planında (THP) aşağıda
gösterilen hesap grupları çerçevesinde sınıflandırılmıştır.
50 ÖDENMİŞ SERMAYE
52 SERMAYE YEDEKLERİ
54 KAR YEDEKLERİ
57 GEÇMİŞ YILLAR KARLARI
58 GEÇMİŞ YILLAR ZARARLARI (-)
59 DÖNEM NET KARI (ZARARI)
Öz kaynaklar hesap sınıfına ilişkin olarak yapılan bu
sınıflandırmada yer alan hesaplar; TTK, VUK, SPK, IAS, German GAAP ve US
GAAP’de yer alan hükümler çerçevesinde farklı hesaplarda düzenlenebildiği gibi
yukarıda yer alan sınıflandırmada yer almayan hesapların kullanıldıkları da
görülmektedir.
Örneğin; sermaye yedekleri ve kâr yedekleri hesap gruplarında
yer alan bazı hesaplar (hisse senedi ihraç primleri, hisse senedi iptal kârları
gibi) THP’da, TTK’nda ve SPK’nda yer alan hükümler gereğince öz kaynaklar hesap
sınıfı içerisinde ancak farklı hesap gruplarında yer almaktadırlar. Hisse
senedi ihraç primleri THP’da sermaye yedeği olarak, TTK’da kâr yedeği olarak ve
SPK’nda ise öz sermaye unsuru olarak kabul görmektedir. Hisse Senedi İptal
Kârları ise, THP’da sermaye yedeği olarak, TTK’da kâr yedeği olarak ve SPK’nda
da kâr yedekleri hesap grubunda yasal yedek olarak kabul görmektedir.
Öz kaynaklar hesap sınıfında yer alan hesap gruplarına ilişkin
olarak genel bilgiler aşağıda verilmiştir.
Maliye Bakanlığı, bilançolarda öz kaynak bölümünü, “işletme
sahip ve ortaklarının bilanço tarihinde işletmeye yapmış oldukları sermaye
yatırımlarının tutarını gösteren ödenmiş sermaye ile sermaye yedekleri, kâr
yedekleri, geçmiş yıllar kârları ve geçmiş yıllar zararları ve dönem net kâr
veya zararını kapsar” şeklinde tanımlanmıştır. (Muhasebe Sistemi Uygulama Genel
Tebliği I).
Öz sermaye kavramı muhasebedeki sermaye kavramından farklı bir
deyimdir. Sermayenin muhasebedeki anlamı, işe başlandığı zaman müteşebbisin
işletmeye koyduğu iktisadi değerler toplamıdır. Mecbur kalındığı zaman
azaltılıp çoğaltılabilir. Sermaye prensip olarak sabit bir karakter gösterir.
Oysa “Öz sermaye” miktarı devamlı olarak değişir. Bu nedenle bu deyim
bilançoların pasifinde tek kalem halinde görünen nominal ve donmuş sermayeden
farklı bir kavram olmaktadır.
Bir anlamda; işletme sahip ve sahiplerinin kuruluş sırasında
veya sermaye artırımlarında işletmeye tahsis ettikleri para ve/veya diğer
varlıklar “esas sermaye”, işletmelerin faaliyetleri sonucu oluşan, fakat
işletme sahibine verilmeyen işletmede bırakılan kârlar, yedek akçeler ve fonlar
işletmenin öz sermayesini oluşturmaktadır. Muhasebe de sermaye, işletmenin öz
sermayesini ifade etmek için kullanılmaktadır.
Görüldüğü üzere öz sermaye sermayeden daha kapsamlı olup
sermayeyi de içine almaktadır. Yukarıdaki tanımlamalar göstermiştir ki, öz
sermaye tespitinin iki yöntemle yapılabileceği ortaya çıkmaktadır. Bu yöntemler
analitik yöntem ile sentez yöntemidir.
- Analitik Yöntem : Bu yöntemde gerçek
aktif toplamından borçlar ve vergi kanunlarına göre ayrılmış karşılıklar
düşülerek öz sermaye bulunur.
Aktif Toplamı - Gerçek Olmayan Aktifler – Aktif Düz. Hs’lar –
Borçlar = Öz sermaye
- Sentez Yöntem : Sentez yönteminde,
müteşebbisin işletmeye koyduğu sermaye ve işletmede oluşan varlıklar toplamı öz
sermayeyi verir.
Nominal Sermaye + İhtiyatlar + Vergisiz Fonlar + MDVDAF +
Dağıtılmamış Fonlar + Cari Dönem Kârı + Şahsi İşletme ve Adi Şirketlerde Sahip
ve Ortaklara Borçlar – Pasifi Düzenleyici Hesaplar = Öz sermaye
Öz sermaye, olumlu (artırıcı) ve olumsuz (azaltıcı) unsurlardan
oluşmaktadır. İşletmelerde öz sermaye adıyla ayrı hesap mevcut olmayıp ticari
serveti oluşturan unsurlar topluluğu söz konusudur. Öz sermaye ülkemizde
bilanço esasına göre defter tutan işletmelerde ticari kazancın tespiti bakımından
bir araç olarak kullanılmaktadır.
Vergi kanunlarımıza göre öz sermayenin önemi Gelir Vergisi
Kanununun (GVK) 38. maddesinde ortaya çıkmaktadır. Ticari kazancın saptanmasını
öz sermaye karşılaştırılması ile yapılacağına dair GVK’nun 38. maddesi şöyledir:
“Bilanço esasına göte ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi
sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında
sahip ve sahiplerce:
1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.
2- İşletmeden çekilen değerler ise, farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu şekilde tespit edilmesinde VUK’nun
değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41.maddeleri hükümlerine uyulur.
İşletmeye ilave edilen değerler şunlardır : Sermaye artırımı,
ortakların karşılıksız ödemeleri, emisyon primleri, şahıs işletmelerinde
işletme sahibinin işletmeye yaptığı ilaveler.
İşletmeden çekilen değerler ise şunlardır: Dağıtılan Kârlar,
sermayenin azaltılması, şahıs işletmelerinde işletme sahibinin işletmeden
çektiği değerler.
Sermaye ; işletme sahip ve sahiplerinin
kendi özel varlıklarından ayırarak işletmeye verdikleri varlıkların değeri
olarak adlandırılır. Her işletme bir sermaye ile kurulur ve işletmenin kuruluş
işlemlerine bağlı olarak bu sermaye, Ticaret Siciline tescil ve ilan edilir.
Tek şahıs işletmeleri ve adi şirketlerde sermaye miktarı
istenildiği anda ve herhangi bir resmi işleme gerek kalmaksızın
değiştirilebilir. Adi şirketler ve şahıs şirketlerinde para veya paradan başka
değerlerle şahsi emek, ticari unvan ve itibar da sermaye olarak konabilir.
Ticaret şirketlerinde özellikle sermaye şirketlerinde ise hem
şirketin kuruluşu hem de sermayenin değiştirilmesi birtakım hukuki işlemlere
bağlanmıştır. Sermaye şirketlerinde ise ticari itibar ve emek sermaye olarak
konmaz, sermaye olarak; para, iktisadi değer, taşınır taşınmaz mallar ve haklar
konulabilir.
Şirketlerde sermayeye ilişkin olarak, 24.6.1995 tarih ve 559
sayılı Kanun Hükmünde Kararname 27.6.1995 tarih ve 22326 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Bu düzenleme ile birlikte esas
sermayesi 5.000.000.000.-TL’sinden aşağı olan anonim şirketler bu tarihten
itibaren iki yıl içinde sermayelerini bu miktara çıkararak tescil ettirmeleri
gerekmektedir. Bu açıklamalara göre; anonim şirketlerin asgari sermayesi
5.000.000.000.- TL’sine, limited şirketler de asgari sermayesini
500.000.000.-TL’ye yükseltmek zorundadırlar. Son olarak da 19.01.2002 tarih
24645 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan açıklamalar ışığında, 6762 Sayılı Türk
Ticaret Kanununun (TTK) 272. maddesinde anonim şirketler için beş milyar TL
olarak öngörülen asgari esas sermaye miktarı elli milyar TL’sine, aynı Kanunun
507. maddesinde limited şirketler için beş yüz milyon TL olarak öngörülen
asgari sermaye miktarı beş milyar TL’sine yükseltilmiştir.
Şahıs şirketlerinde işletme sermayesinin denetimine yönelik
fazla çalışma olmamasına karşın sermaye şirketlerinde işletme sermayesinin
denetimi önemli bir yere sahiptir. İşletmelerin sermayesinin denetimindeki
amaçlar; hisse senetleri ve bunlara ait işlemler üzerindeki iç kontrolün
değerlendirilmesi, ihraç edilebilecek hisse senetleri, ihraç edilmiş ve elde
kalan hisse senetleri, dağıtılmamış kârlar ve dağıtılmamış kâr rezervleri
defteri kebir hesapları ve bilançoda sunumunun uygunluğunu saptamaktır. Ayrıca,
denetmenler, her ortak grubunun ayrıcalıklarının ortaklıkça tanındığını ve
denetime tabi tutulan dönemdeki herhangi bir sermaye yapısı değişikliğinin
gerekli yetkiye dayandığını ve usulüne uygun olarak kayıtlara geçirildiğini
saptamak durumundadır.
Ödenmemiş sermaye diğer yandan, işletmeye tahsis edilen veya
ortaklarca taahhüt edilen sermayenin ödenmemiş kısmını gösterir. Ödenmemiş
sermaye hesabı aktif karakterli pasifi düzenleyici bir hesap olduğu için ilk
kaydın borçlandırılarak yapılması gerekir. Hesap sermaye taahhüdü aşamasında
borçlanır, ortakların sermaye borçlarına karşılık verdikleri değerler nedeniyle
alacaklanır. Hesap kalanı nominal sermayeyi bilançoda ödenmiş sermayeye
indirger ve bilanço pasifinde(-) değerle gösterilir.
Ödenmemiş sermayenin, henüz apel (ödeme)
çağrısında bulunulmamış kısmının nominal sermayeden düşülmesi gerekmektedir.
Apel çağrısı yapılan kısmı aktifte ortaklardan alacaklar hesabına devredilir ve
bu hesapta raporlanır.
Sermaye yedekleri; sermayenin
bağlandığı varlıkların değerlemesi sonucu ya da sermaye hareketleri nedeniyle
ortaya çıkan fonlardır. Bu fonlar sermayeye eklenebilir, sermayeye eklenmemiş
olan kısım ise sermaye yedeği olarak bilançoya aktarılır. Bunların başlıcaları
aşağıdaki gibidir;
- Hisse senedi ihraç primleri,
- Hisse senedi iptal kârları
- Yeniden değerleme artışları,
- İştirak değer artışları ve
- Maliyet artış fonu.
Bu grupta iki farklı karaktere sahip hesapların olduğunu
söylemek mümkündür. Bunlardan birincisi, sermaye gibi ortaklar tarafından
katlanılan unsurlardır: Hisse Senetleri İhraç Primleri ve Hisse Senetleri İptal
Kârları.
Bu iki hesap adından da anlaşılacağı gibi, sermayesi hisselere
bölünmüş ve senede bağlanmış sermaye şirketlerinde ortaya çıkması muhtemeldir.
Dolayısıyla diğer işletme türlerinde bu iki hesabın kullanılmaması
beklenmektedir.
Bu grubu oluşturan hesaplardan, Maddi Duran Varlıklar Yeniden
Değerleme Artışları ile İştirakler Yeniden Değerleme Artışları, yukarıdaki
unsurlardan farklı bir karaktere sahiptirler. Bu unsurlar, tamamen işletmenin
24 ve 25 no.lu hesap gruplarını oluşturan varlıkların yeniden değerlenmesi
sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu unsurlar bilanço esasına göre defter tutan tüm
işletmelerin bilançolarında yer alabilmektedir.
Kar yedekleri hesap grubunda; kanun, ana sözleşme
hükümleri ya da ortaklıkların yetkili organları tarafından alınan kararlar
uyarınca, dağıtılmamış ya da işletmede alıkonulmuş kârlar bu hesap grubunda
gösterilir. Bu grupta aşağıdaki hesaplar yer alır;
540 YASAL YEDEKLER
541 STATÜ YEDEKLERİ
542 OLAĞANÜSTÜ YEDEKLER
548 DİĞER KAR YEDEKLERİ
549 ÖZEL FONLAR
Bu gruptaki hesaplarda izlenen öz kaynakların ortak özelliği
işletmenin önceki dönemde elde ettiği kârlardan ayrılmış olmalarıdır.
Dolayısıyla bu bölümdeki hesaplar “570 Geçmiş Yıllar Kârları” hesabının
borçlandırılmaları karşılığında (duran varlık satışı veya sigortaca tazmini
nedeniyle doğan kârların doğrudan bu gruptaki hesaba alınması durumu hariç)
alacaklanırlar. Bu bölümdeki yedekler sermayeye eklendiklerinde ya da başka bir
şekilde kullanıldıklarında borçlanırlar.
Sadece sermaye şirketleri yedek akçe ayırmak zorundadır.
Bilindiği üzere ferdi işletmeler ve şahıs şirketlerinde ortaklar işletme
alacaklılarına karşı tüm mal varlıklarıyla “sınırsız” sorumludurlar. Bu
durumda; gerektiğinde şahıs şirketleri ortaklarının şirket dışındaki varlıkları
öz sermayenin bir unsuru gibi devreye sokulabilmektedir. Oysa sermaye
şirketleri “sınırlı sorumlulukları” nedeniyle böyle bir güvence ve
destekten yoksundurlar. Ortakların şirket dışındaki varlıkları, sorumluluk
kapsamında değildir. Yedek akçe ayırımındaki temel düşünce, bir kısım kârın
dağıtılmayarak şirkette bırakılmasıdır. Böylelikle yedek akçe ayrılması,
işletmenin verimli çalışması sonucunda ortaya çıkan kârın bir bölümünün
ortaklara dağıtılması yerine şirkette bırakılması yoluyla öz sermayenin
güçlendirilmesidir.
Ülke ekonomisinde önemli yerleri olan ve kamuyu ekonomik ve
sosyal yönden yakından ilgilendiren şirketler, faaliyetlerini devam
ettirebilmek için hem bulundukları günleri ve hem de yarınları düşünmek
zorundadırlar. Bu zorunluluk mali yönden tedbir alınmasını gerektirir. Bu
konuda alınacak tedbirlerin başında faaliyet dönemini kârlı bir sonuçla
kapatmışlarsa, bu kârların bir kısmını pay sahiplerine dağıtılmayarak, şirketin
bünyesinde bırakılması suretiyle elde edilen kaynakların bütünü “ Yedek
Akçeler” olarak tanımlanır.
Yedek Akçeler, ileride meydana gelecek zararları kapatmak,
beklenilen veya beklenilmeyen ortaklığın zarar, kayıp ve masraflarını
karşılamak, ortaklığın istikrar içinde devamını ve gelişmesini ve istikrarlı
kâr dağıtımı yapması için ortaklık kazancından alıkonulan açık veya gizli
kıymetler şeklinde de tanımlanabilir.
Yukarıdaki açıklamaya benzer diğer bir tanımlama da;
dağıtılmamış kârlardan belirli bir kısmının, belirli bir faaliyet, muamele veya
şartının bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek, tahmin edilen zararları
karşılamak, stok değerindeki veya elde bulunan hisse senetleri ve tahvil
fiyatlarındaki düşmeleri karşılamak, şirket aleyhine açılmış davalar, grevler
ve çıkması beklenen kanunlar sebebiyle doğması muhtemel bulunan zararları
karşılamak amacıyla da yedek ayrılabilir.
Ülkemizde birçok büyük sınai, mali ve ticari anonim şirketlerin
tescil edilmiş sermayelerine nazaran oldukça yüksek ihtiyatlara sahip olduğu
görülmektedir. TTK ihtiyatlı bir şekilde de olsa yedek akçe ayırımını
destekleyici hükümler getirmiş, vergi kanunları da tatmin edici olmasa bile
ihtiyatların vergilendirilmesinde nispi avantajlar sağlamış ve böylece oto
finansmana yardım edilmiştir.
Şirketler açısından yedek akçe ayırım konusu farklılık
göstermektedir. Şahıs işletmelerinde ortaklar işletme alacaklılarına karşı tüm
mal varlıklarıyla “sınırsız” sorumludurlar. Bu durumda, gerektiğinde şahıs
şirketleri ortaklarının şirket dışındaki varlıkları öz sermayenin bir unsuru
gibi devreye sokulabilmektedir. Oysa Sermaye Şirketleri “sınırlı
sorumlulukları” nedeniyle böyle bir güvence ve destekten yoksundurlar.
Ortakların şirket dışındaki varlıkları sorumluluk kapsamında değildir. Bu
nedenle ülkemiz uygulamasında, şahıs şirketlerinde yedek akçe ayırma
zorunluluğu getirilmezken, sermaye şirketlerinin sorumluluk sınırlarını
genişletmek ve öz sermaye yapılarını güçlendirmek üzere yedek akçe ayırmaları
zorunlu tutulmuştur. (TTK 466. madde)
Kâr, bir iş teşekkülü tarafından
sahiplerinin, seçilmiş bir yönetimin idaresinde, sermayelerini kullanmaları
karşılığında kazanılan net gelir anlamına gelmektedir.
İşletme kârı genelde belirli bir takvim zamanı esas alınarak
hesaplanır. Bu şekilde hesaplanan kâr dönem kârıdır. Dönem kârı, belirli bir
takvim zamanında işletmenin gerçekleştirdiği kâr olarak, yıllık, altı aylık,
aylık, haftalık veya günlük kâr olarak belirlenebilir.
Kâr hangi dönem (takvim zamanı) esas alınarak ölçülmek
isteniyorsa, kârı belirleyen satış geliri ve maliyet unsurları da aynı dönem
(takvim zamanı) esas alınarak saptanmalıdır.
Son olarak ta, tekdüzen hesap planında 52 Sermaye Yedekleri
Hesap Grubunda yer alan Maddi Duran Varlık Yeniden Değerleme Fonu (522 hesap),
Maliyet Artış Fonu (524), 54 Kâr Yedekleri Hesap Grubunda yer alan Yedek
Akçeler (Yasal yedekler, statü yedekleri ve olağanüstü yedekler), İştirak
Hisseleri ve Gayrimenkul Satış Kazançları, 57 Geçmiş Yıllar Kârları gibi
kalemler iç kaynaklardan sermaye artırımında kullanılabilecek kaynaklardandır.
3. ÖZVARLIK TESPİT DAVALARI
Öz Varlık tespitine konu olacak davalar ticaret mahkemelerinde
açılmaktadır. Tespit konusu olacak nedenleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
1- işletmelerin varlıklarının borçlarını karşılayamaması
durumunda öz sermayenin şirket bünyesinde korunduğunun ispatında,
2- şirketlerin nevi değişiklikleri sırasında yasal
zorunluluklardan,
3- şirket birleşmelerinde yasal zorunluluklardan,
4- öz kaynak yapısının güçlendirilmesi amacıyla öz varlıkların
cari değerlerinin tespitine kadar geniş bir alana sahip konuları içermektedir.
Yukarıda sıralanan nedenlere dayanılarak işletmenin gerek dönen
gerekse duran varlıkları arasında yer alan varlıklarının tespitine ilişkin dava
açılabilmektedir. Genel olarak açılacak davalarda davanın türüne göre çeşitli
belge ve prosedürler olmasına karşın aşağıda nevi değişikliğine ve şirket
birleşmelerine ilişkin dava başvurularında gerekli prosedür verilmiştir.
Nevi Değişikliklerinde;
- Anonim,
Kollektif, Komandit ve Ferdi işletmeden dönüşüm olarak Limited Şirket
kurulabilir, bu durumda
- Öz varlık
tespiti için Ticaret Mahkemesine başvurulur.
- Bilirkişi
raporu alınır.
- Kollektif ve
komandit’den dönüşüm ise ilgili vergi dairesinden ortakların vergi borcu
olmadığına dair belge alınır.
- Ani sermaye
Taşıt ise, ilgili trafik Şube Müdürlüğü’nden Mülkiyeti muhafaza kaydı
olmadığına dair belge alınır.
- Ani sermaye
Gayrimenkul ise, tapu Sicil Muhafız Müdürlüğü’nden gayrimenkul üzerinde
herhangi bir takyidatın olmadığına ilişkin yazı alınır.
- Şirket
sermayesi Ani, Nakdi, Ani ve Nakdi birlikte olabilir.
- Ani sermayenin
toplamı 500 milyon altında ise bunun kalanını nakdi sermaye ile tamamlamak
mümkündür.
- Dönüşüm,
A.Ş.’den LTD’ye ise, Genel Kurulda dönüşüm kararının alınması ve başvuruda
HAZİRUN (ortaklar listesi) cetveli ile Ticaret Sicil Gazetesinin
getirilmesi gerekmektedir.
Şirket Birleşmelerinde;
Türk Hukuku 2 tür birleşmeye imkan vermiştir:
1. Devralıcı birleşme
2. Yeni ortaklık kurulması yolu ile birleşme.
Her iki şekilde de katılan ortaklık(lar) tasfiyesiz infisah ederler ve onlara
ait mallar intikalinde külli halefiyet ilkesi geçerlidir. Birleşme prosedürü bu
iki evlilik türü açısından şu şekilde işlemektedir:
A) Devralma Yolu ile Birleşme İşlemleri
A) Devralma Yolu ile Birleşme İşlemleri
1. Birleşme sözleşmesinin hazırlanması
2. Devreden şirketin özvarlık tespiti için
mahkemece bilirkişi incelemesi yapılması
3. Birleşme sözleşmesinin imzalanması
3. Birleşme sözleşmesinin imzalanması
4. Devralacak şirketin esas mukavele
değişikliği metninin hazırlanması ve bu sebeple Sanayi ve Ticaret Bakanlığından
izin alınması (sermaye arttırımı)
5. Katılan ve devralan şirketin genel kurullarının ayrı ayrı toplantıya çağrılması
5. Katılan ve devralan şirketin genel kurullarının ayrı ayrı toplantıya çağrılması
a. Katılan şirket yönünden : Birleşmeye karar
verilmesi ve birleşme sözleşmesinin onaylanması (infisah niteliğinde)
b. Devralan şirket yönünden : Birleşmeye karar
verilmesi ve birleşme sözleşmesinin onaylanması; birleşme sözleşmesine göre
esas sözleşme değişikliklerine karar verilmesi, sermaye arttırımına karar
verilmesi (Ayni sermaye koyulma niteliğinde)
6. Birleşme kararının birleşen ortaklıklarca
tescil ve ilanı
7. Katılan ortaklığın sona erdiğinin tescil ve
ilanı
B) Yeni Ortaklık Kurulması Yolu ile Birleşme İşlemleri
1. Ortaklar arasında görüşmeler ve anlaşma
2. Ayni sermaye tespiti için, birleşen ortaklıkların
malvarlıklarının mahkeme tarafından değerlendirilmesi
3. Birleşme sözleşmesinin hazırlanması ve imzalanması
4. Yeni kurulacak şirketin kuruluş hazırlıklarının
yapılması, esas sözleşmesinin imzalanması, imzanın noterce tasdiki ve Sanayi ve
Ticaret Bakanlığından izin alınması
5. Genel Kurulların toplantıya çağrılması : Yeni kurulacak
Şirket esas sözleşmesi onaylanır (infisah niteliğinde)
6. Yeni ortaklığın kurulması, tescil ve ilan
7. Birleşen ortaklıkların infisahının tescil ve ilanı.
Dikkat edilmesi gereken bir husus yapılacak olan genel
kurullarda aranan toplantı ve karar yeter sayılarıdır. Katılan ortaklar
açısından genel kurul onayları infisah niteliği taşıdığı için şirketlerin
feshinde aranan çoğunluklara; Devralan ortaklar açısından ise ayni sermaye
koyulması yolu ile sermaye artırımı niteliğinde olduğundan sermaye artırımında
aranan çoğunluklara uyulması gerekmektedir.
Birleşme sonucu infisah eden şirketin malları, borçları tediye
veya temin edilinceye kadar ayrı olarak ve devralan (yeni kurulan) şirket
tarafından idare edilir. Devralan (yeni kurulan) şirketin yönetim kurulu
üyeleri, alacaklılara karşı infisah eden şirket mallarının ayrı olarak
idaresini sağlamak hususunda şahsen ve müteselsilen sorumludurlar.
3.1 TTK Uyarınca Öz Varlık Tespiti
TTK’nda varlıkların tespitine ilişkin çeşitli hükümler yer
almaktadır. Bunlardan en önemlisi TTK md. 324’dür. TTK 324. madde gereğince; “son yıllık bilançodan esas sermayenin
yarısının karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu derhal toplanarak
durumu genel kurula bildirir.
Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler
mevcutsa yönetim kurulu aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara
bilançosu tanzim eder. Esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı taktirde,
genel kurul bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile
iktifaya devam kararı vermediği taktirde şirket feshedilmiş sayılır. Şirketin
aktifleri şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediği taktirde
yönetim kurulu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Mahkeme bu
taktirde şirketin iflasına hükmeder.
Şu kadar ki; şirket durumunun ıslahı mümkün görülüyorsa yönetim
kurulu veya bir alacaklının talebi üzerine mahkeme iflas kararını tehir
edebilir. Bu halde mahkeme, envanter tanzim veya yediemin tayini gibi şirket
mallarının muhafazası için gerekli tedbirleri alır.”
TTK’nın yukarıda metni bulunan 324. maddesi, anonim şirketlerle
ilgili bir madde olmakla beraber bu madde TTK’nın 546. maddesi uyarınca limited
şirketler hakkında da uygulanmaktadır. Yine bilindiği gibi, uygulamada,
sermayesinin üçte birinden fazlasını kaybetmiş olan şirketlerin sermaye artırma
talepleri, yukarıdaki 324. madde gerekçe gösterilmek suretiyle reddedilmektedir.
Görüleceği gibi, sermayesinin üçte ikisini veya daha fazlasını
kaybetmiş olan şirketlerde sermaye artırımına izin verilmemesinin ana nedeni
YENİ PAY SAHİPLERİNİN ALDATILMASININ ÖNLENMESİDİR.
TTK Uyarınca Düzenlenen öz varlık tespit rapor örneklerine
aşağıda yer verilmiştir.
1-) BİLİRKİŞİ RAPORU
İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
DOSYA NO : 2002 / ……. D.İŞ
TESPİT İSTEYEN : SÖYLER AŞ.
VEKİLİ : Av. ÜLKÜ DİNÇ
TESPİT KONUSU : Şirketin aktifinde bulunan menkul
ve gayri menkullerin yeni kurulacak şirkete aynı sermaye olarak konulacağından
bilirkişilerce değerinin tespiti istemidir.
ARA KARARI : Sayın Mahkemenin ………….. tarihli
ara kararında; tespit isteyenin istemi doğrultusunda , menkul ,
gayrimenkullerin yeni kurulacak şirkete aynı sermaye olarak konulacağından
değerinin tespiti hususununda bilirkişilerden rapor alınmasına karar
verilmiştir.
TESPİT TALEBİ
Tespit talebinde bulunan şirket vekilinin dilekçesinde özet
olarak ;
Tespit talebinde bulunan SÖYLER AŞ. nin İstanbul Ticaret Sicil
Memurluğunun ……………. sicil numarasında kayıtlı olduğunu ve Şirketlerinin
aktifinde kayıtlı bulunan menkul ve gayrimenkullerin , yeni kurulacak şirkete
ayni sermaye olarak konulacağından TTK gereğince rayiç değerlerinin tespiti
talep edilmiştir.
İNCELEME VE TESPİT
Tespit talebinde bulunan şirketin talebi ve Sayın Mahkemenin
……………. tarihli ara kararı çerçevesinde bilirkişi heyetimizce gerekli
incelemeler yapılmıştır. Tespit talebinde bulunan şirketin ………….. tarihli
şirketin dilekçesi ve istemi doğrultusunda ve sayın mahkemenin ara kararı
çerçevesinde , şirketin resmi kayıtları üzerinde gerekli incelemeler yapılmış
ve kayıtların usülüne uygun olarak tutulduğu görülmüştür. İncelenen resmi
defterlerin noter tasdik durumları aşağıda gösterilmiştir.
Defter Tasdik Durumunu Şöyledir ;
Defter Adı
|
Yılı
|
Açılış
|
Kapanış
|
Noter
|
Yevmiye
|
|
|
|
|
Kebir
|
|
|
|
|
Envanter
|
|
|
|
|
1 – Tespit talebinde bulunan SÖYLER AŞ. nin ;İstanbul Ticaret
Sicil Memurluğunun …………….. sicil numarasında kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
2 - Şirket yasal defter ve kayıtlarının tetkiki ile TTK na göre
aktiflerinde yer alan menkul ve gayrimenkul değerlerinin ……………….. tarihi
itibariyle rayiç değerlerinin dikkate alınarak için öz varlık değerlerinin
tespitini talep etmiştir.
3- Şirketin …………….. tarihli bilançosunun defteri kebir mizanı
ile uyumlu olduğu ve sermayenin ortaklar arasındaki dağılımı şöyledir.
Pay Sahibinin Adı - Soyadı
|
Sermaye Miktarı
|
HALİL SÖYLER
|
2.000.000.000.000.-
|
ÜLKÜ DİNÇ
|
2.000.000.000.000.-
|
MUSTAFA DİNÇ
|
60.000.000.000.-
|
MELTEM DİNÇ
|
60.000.000.000.-
|
ESRA SÖYLER
|
60.000.000.000.-
|
TOPLAM
|
4.180.000.000.000.-
|
SÖYLER AŞ. ÖZVARLIK TESPİTİ :
1- Şirketin halen 4.180.000.000.000- TL olan sermayesinin
tamamen aynı ve nakdi olarak ödenmiş bulunmaktadır.
2- Şirketin yevmiye defteri , defteri kebir ile uyumlu bulunan
………… defteri kebir umumi mizanı ve bilançosu esas alınmak suretiyle bilirkişi
heyetimizce Menkul ve Gayrimenkulleri üzerinde yapılan inceleme üzerinde
yapılan inceleme sonucunda tespit edilen rayiç değerleri dikkate alınarak
yapılan öz varlık hesabı ile sermayenin korunum oranı aşağıdaki gibidir.
Şirketin maddi duran varlıklarının …………. tarihi itibariyle rayiç
değerleri bilirkişi heyetimizce hesaplanmıştır. Yapılan hesaplamada …………..
tarih itibariyle aktifinde yer alan maddi duran varlıklar ve değer artışları
şöyledir;
(000.- İlavesi ile okunacaktır.)
Aktife Kayıtlı Hesap Adı
|
Aktif Değeri
|
Rayiç Değeri
|
Aradaki Fark
|
Toplam
|
Arazi ve Arsa
|
4.381.200.000.-
|
5.476.500.000.-
|
1.095.300.000.-
|
1.095.300.000.-
|
Yer altı ve Yer Üstü
|
37.331.390.-
|
|
--------------------
|
--------------------
|
Binalar
|
3.616.939.281.-
|
4.668.500.000.-
|
1.051.560.719.-
|
1.051.560.719.-
|
Tesis Makine Cihazlar
|
12.171.229.490.-
|
13.576.948.000.-
|
1.405.718.510.-
|
1.405.718.510.-
|
Taşıtlar
|
13.652.812.-
|
14.500.000.-
|
847.188
|
847.188
|
Demirbaşlar
|
269.907.792.-
|
313.816.000.-
|
53.908.208.-
|
53.908.208.-
|
Toplam
|
20.490.260.765.-
|
24.097.595.390.-
|
3.607.334.625.-
|
3.607.334.625.-
|
|
|
|
MDV Değ. Art.
|
15.421.714.035.-
|
|
|
|
|
19.029.048.660.-
|
Yukarıdaki tablodan da görüleceği gibi Maddi Duran Varlıkların
rayiç değerleri ile bilanço değerleri arasındaki fark bilançonun pasifinde öz
varlık kalemleri arasında yer alan M.D.V Değer artışlarına (
15.421.714.035.000- TL) maddi duran varlıkların bilanço değerleri ile rayiç
değerler arasındaki farkın ( 3.607.334.625.000- TL ) ilavesiyle MDV Değer Artış
rakamı 19.029.048.660.000-TL olmuştur.
AKTİF HESAPLAR (1,000.-TL)
Dönen varlıklar toplamı (NET)
|
2.739.157.199.-TL
|
|
İŞTİRAKLER
|
4.735.600.-TL
|
|
DURAN VARLIKLAR TOPLAMI
|
24.097.595.391.-TL
|
|
1- ARAZİ VE ARSALAR
|
5.476.500.000.-
|
|
2-YER ALTI VE YER Ü.D
|
37.331.391.-
|
|
3-BİNALAR
|
4.668.500.000.-
|
|
3-TESİS,MAK.VE CİHAZ
|
13.576.948.000.-
|
|
4-TAŞITLAR
|
14.500.000.-
|
|
4- DEMİRBAŞLAR
|
323.816.000.-
|
|
|
|
|
AMORTİSMANLAR
|
|
- 1.740.756.686.- TL
|
MADDİ OL.DUR.VAR.NET
|
|
6.971.063.-TL
|
AKTİF TOPLAMI NET
|
25.107.702.567.-TL
|
PASİF HESAPLAR (1.000.-TL)
|
|
|
Şirket Borçları
|
|
2.085.077.880.-TL
|
Sair Pasifler (Öz kaynaklar)
|
23.213.164.359.TL
|
|
ödenmiş sermaye
|
4.180.000.000.-TL
|
|
kanuni yedekler
|
4.085.099.-TL
|
|
iştirak değ.artışı
|
30.600.-TL
|
|
M.D.V. Değer Art
|
19.029.048.660.-TL
|
|
Dönem Zararı
|
- 120.668.762.-TL
|
|
Geçmiş Yıl Zararı
|
- 69.870.910.-TL
|
|
Net Pasif
|
|
25.107.702.567.-TL
|
ŞİRKETİN ÖZ VARLIĞI TESPİTİ ; ( 000 İLAVESİYLE )
Aktif Toplamı
|
25.107.702.567.-TL
|
Şirket Toplamı
|
- 2.085.077.880.-TL
|
Binalara konulan haciz toplamı
|
- 1.057.357.204.-TL
|
Şirket Özvarlığı
|
21.965.267.483.-TL
|
NOT; Şirketin öz varlığı hesaplanırken bilirkişi heyetimizce
yapılan rayiç değerleri esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Ancak ; Tespit
talebinde bulunan şirketin binaları üzerinde; İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün
………. tarihli ……….. sayılı yazılarına istinaden ……………. Tapu Müdürlüğünün …………….
tarih ve …… yevmiye numarası ile 782.098.600.449.-TL ‘lık. Yine İstanbul
…..İcra Müdürlüğünün …………..tarih ve …………….. sayılı yazılarına istinaden …………….
Tapu Müdürlüğünün ……………..tarih ve ………. yevmiye numarasıyla 274.105.617.882.-TL
lık , ……………… Belediye Başkanlığının …………. tarih ve ….. sayılı yazılarına
istinaden …………… Tapu Müdürlüğünün …………. yevmiye numarasıyla 1.152.986.133.-TL
lık olmak üzere toplam 1.057.357.204.000.-TL ihtiyati haciz şerhleri
bulunmaktadır. Söz konusu ihtiyati haciz toplamı şirketin öz varlık hesabında
öz varlıktan düşülmüştür.
SONUÇ VE KANAAT
Tespit talebinde bulunan SÖYLER AŞ. nin İstanbul Ticaret Sicil
Memurluğunun ………… sicil numarasında kayıtlı olduğu, Şirket yasal defter ve
kayıtlarının tetkiki ile TTK na göre aktiflerinden yer alan menkul ve gayri
menkul değerlerinin ……………… tarihi itibariyle rayiç değerleri dikkate alınarak
için öz varlık değerlerinin tespiti yapılmıştır.
Yapılan öz varlık tespitinde tespit talebinde bulunan şirketin
………….. tarihli bilançosuna göre Aktif Toplam 25.107.702.567.000.-TL bulunmuş
bulunan aktif toplamından , borçlar ( - 2.085.077.880.000.-TL ) ve ihtiyati
hacizler toplamının (- 1.057.357.204.000.-TL ) düşülmesi sonucunda ; özvarlığın
21.965.267.483.000.- TL bulunmuştur. Talepte bulunan şirketin TTK hükümleri
doğrultusunda tespiti yapılan Maddi Duran Varlıkların raporun ilgili bölümünde
belirtilen rayiç değerleri ve buna bağlı olarak öz varlık ile yeni kurulacak
şirkete ayni sermaye olarak koyabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Keyfiyet Sayın Mahkemenin Takdirlerine Arz Olunur.
BİLİRKİŞİLER
……………………. ………………………… …………….
T.C.Z.B. Sermaye Piy. İ.T.Ü. Makine Fak. Öğr.Üyesi İnş.
Mühendisi
E.M.Yrd.
3.2 SPK Uyarınca Öz Varlığın Tespiti
Sermaye Piyasası Kurulu’nun Seri: VIII, No: 20 sayılı Özel
Durumların Kamuya Açıklanmasına İlişkin Tebliğ’inde bulunan düzenlemelerde öz
varlık tespitine ilişkin olarak gerekli açıklamaların yapılmasını
öngörmektedir. Bu bağlamda Seri: VIII No: 20’e göre bildirim örnekleri
aşağıdaki gibidir.
1- Ege Seramik Sanayi ve Ticaret
A.Ş.’nin 08.04.2003 tarihli yazısı aşağıya çıkarılmıştır.
“Konu: Sermaye Piyasası Kurulu’nun Seri:VIII, No: 20 sayılı
Tebliği uyarınca yapılan açıklamadır. Borsa Yönetim Kurulu’nun 02.04.2003
tarihli toplantısında, 31.12.2002 tarihli bilançomuza göre özkaynaklarımızın
ilk defa negatif olduğu Genel Yönetmeliğin 47. Ve İMKB Kotasyon Yönetmeliği’nin
16. Maddesinin b fıkrası uyarınca gerekli önlemlerin alınması konusu
şirketimize 03.04.2003 tarihli İMKB yazısı ile bildirilmiştir.Konu ile ilgili
olarak 01.11.2002 tarihli özel durum açıklamasıyla kamuya duyurulduğu üzere
şirketimizin 08.08.2002tarihli 2002/15 sayılı Yönetim Kurulu kararına istinaden
aktifinde bulunan tüm sabit kıymetleri T.C. İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
vasıtası ile değerlemeye tabi tutulmuş ve yapılan değerleme neticesinde
30.10.2002 tarih ve 2002/1285 D.İşl. Dosya numaralı bilirkişi raporuna
istinaden özvarlığı 236.053.822.200.000,-TL olarak belirlenmiştir.
Dolayısıyla Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre öz varlığı
negatif değildir.
Öte yandan Şirketimizin 24.480.000.000.000,-TL olan sermayesinin
tamamı ödenmiş ve T.C. İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtası ile yapılan
değerleme dikkate alındığında ödenen sermayenin tamamının aktiflere aktarılmış
olduğu ve şirketimiz bünyesinde korunduğu tespit edilmiştir. Aynı
zamanda14.03.2003 tarihli özel durum açıklamasıyla kamuya duyurulduğu üzere
31.12.2002 tarihi itibari ile değerleme yapılan sabit kıymetlerde satış vb.
nedenlerle herhangi bir azalma olmamıştır.Ayrıca Şirketimiz
24.480.000.000.000,-TL olan sermayesini 39.168.000.000.000,-TL’ye yükseltmek
üzere 2002 yılında karar almış olup, sermaye artışı konusuyla ilgili işlemler
sürdürülmektedir.”
2- Ege Seramik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 14.03.2003 tarihli
yazısı aşağıya çıkarılmıştır.
“Konu: Sermaye Piyasası Kurulu’nun Seri:VIII, No: 20 sayılı Tebliği uyarınca yapılan açıklamadır.01.11.2002 tarihli Özel Durum Açıklamasıyla kamuya duyurulduğu üzere şirketimizin 08.08.2002 tarihli 2002/15 sayılı Yönetim kurulu kararına istinaden aktifinde bulunan tüm sabit kıymetleri T.C. İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtası ile değerlemeye tabi tutulmuş ve yapılan değerleme neticesinde 30.10.2002 tarih ve 2002/1285 D. İşl. Dosya numaralı bilirkişi raporuna istinaden özvarlığı 236.053.822.200.000.-TL olarak belirlenmiştir. Şirketimizin 24.480.000.000.000.-TL olan sermayesinin tamamı ödenmiş ve T.C. İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtası ile yapılan değerleme dikkate alındığında ödenen sermayenin tamamının aktiflere aktarılmış olduğu ve şirketimiz bünyesinde korunduğu tespit edilmiş olup, 31.12.2002 tarihi itibari ile değerleme yapılan sabit kıymetlerde satış vb. nedenlerle herhangi bir azalma olmamıştır.”
3.3 3568 Sayılı Kanun Uyarınca Öz Varlıkların Tespit
Bu kanun uyarınca da ilgili meslek mensupları özellikle sermaye
artışının söz konusu olduğu durumda öz sermaye tespit raporu düzenleme
yetkisine sahiptirler. Rapor dispozisyonu kanuna ilişkin tebliğlerde
açıklanmıştır
4. SONUÇ
Ülkemizde öz varlık tespitine ilişkin dava konularına
bakıldığında, varlıkların genelde çeşitli kanunlar uyarınca farklı değerleme
ölçüleri kullanılarak bilançoda gösterildiklerinden dolayı genelde bilanço
değerleri ile rayiç – piyasa vb. değerler arasında farklılıklar oluşmaktadır.
İşletmelere çok farklı kanunlarla getirilen yükümlülükler
sonucunda işletmeler çok farklı konu ve zamanlarda özellikle sermayenin öz
kaynaklar içinde korunduğunu göstermeye yönelik olarak öz varlık tespit davası
açarak öz varlıkların değerlerinin bilirkişiler tarafından rayiç değerlerinin
tespitini talep ederek bu rapordan hareketle varlıklarındaki değer düzeltimini
yapmaktadırlar.
Öz varlık tespit davaları da ülkemiz gibi fiyatlar genel
seviyesinde sürekli artışın olduğu ülkelerde sermaye yeterliliğini sağlamada
vb. konularda önemli bir işleve sahiptir.
5. YARARLANILAN KAYNAKLAR
1- AKDOĞAN, Nalan ve Nejat Tenker, Finansal Tablolar ve Mali
Analiz Teknikleri, 6.Baskı, Gazi Kitabevi, Ankara, 1998
2- AKYOL, M. Emin ve Muzaffer Küçük, Vergi Yönüyle Birlikte
Açıklamalı ve Yorumlu Tekdüzen Hesap Planı ve Mali Tablolar, 4.Cilt,
Yaklaşım Yayınları
3- Arkan & Arkan YMM A.Ş. VUK’nda Yer Alan Bazı Maktu
Tutarların Artırılmasına İlişkin Karar Hakkında Sirküler, Sirküler No:
2002/69
4- Arthur W. Holmes and Wayne S.Overmyer, Muhasebe Denetimi,
(Çeviren: Oğuz Göktürk), II.Cilt, 8.Baskı, Bilimsel Yayınlar Derneği Yayın No:
6, 1975
5- ATAMAN, Ümit, Muhasebede Dönem sonu İşlemleri, 8.baskı,
Marmara Üniversitesi Nihad Sayar Eğitim Vakfı, İstanbul, 1994
6- ATAMAN, Ümit; Tek Düzen Hesap Panı ve Mali Tablolar ,
Tükmen Kitapevi, İstanbul 1997
8- CANOĞLU, Mehmet Ali, Öz sermaye Kavramı ve Bir Önerimiz, Mükellefin
Dergisi, Ekim 2001, Sayı:106
9 ÇANKAYA, İslam, Dönem Kârının Vergilendirilmesi
Dağıtımı-Muhasebesi, Ankara 1995
10- ÇEVİK, Orhan Nuri, Anonim Şirketler, 3.Baskı, Şeçkin
Kitabevi, Ankara 1998
11- HACIRÜSTEMOĞLU, Rüstem ve Diğerleri, Tekdüzen Hesap Planı
Açıklamaları ve Mali Tablolar, TÜRMOB Yayınları – 24, Ankara 1996
14- İYMMO Yayınları, Sermayesini Kaybetmiş Şirketlerde, İç
Kaynaklardan Yapılacak Sermaye Artırımı Engellenmemelidir, 15 Mart 2002
15- LİMONCUOĞLU, Alp; Türk Hukukunda Şirket Evlilikleri, http://www.izto.org.tr/hukuk/ t%C3%BCrk
_hukukunda %C5%9F%C4%B0rket_evl%C4%B0l%C4%B0kler%C4%B0.htm . (18.05.2003 – 02:15)
16- MÜFTÜOĞLU, Tamer, İşletme İktisadı, 3. Baskı, Turhan
Kitabevi, Ankara, 1999
17- PATON, William A, DIXON, Robert L, Muhasebenin Temelleri
(Essentials Of Accounting), (Çeviren: Mustafa A. Aysan), 3.Baskı, İktisat
Fakültesi İşletme İktisadi Enstitüsü Yayınları VII, 1968
18- PEKDEMİR, Recep , Örneklerle Tekdüzen Hesap Sistemi El
Kitabı, İSMMMO Yayınları, Yayın No:12, İstanbul 1996
19- PULAŞLI, Hasan, Şirketler Hukuku, 3. Bası, Nobel
Kitabevi, İstanbul, 2001
20- R. L. Boyd, & R. I. Dickey, Basic Accounting, New
York: Rinehart & Company Inc., 1956
21- TENKER, Nejat, Finansal Muhasebe ,
2.baskı, Gazi Kitabevi, 1999